BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Feray Küçükbaş DUMAN,C.Nihal YURTSEVEN, Suzan DAL, S.Bora CAVUSOGLU, Eray YURTSEVEN
MAVİ YAKALI ÇALIŞANLARDA ÇALIŞMA POZİSYONLARININ DEĞELENDİRİLMESİ: PLASTİK SEKTÖRÜ ÖRNEĞİ
 
Teknolojik gelişmelerle birlikte üretim süreçlerinde insan gücüne olan ihtiyacın azalmasına rağmen bazı üretim basamaklarında halen çalışan emeğine dayalı işler mevcuttur. Bu çalışmalarda ergonomik açıdan önem taşıyan temel konulardan biri çalışma duruşlarıdır. Bunlar genellikle sabit vücut hareketi ve güç gerektiren işler olup, diğer risk faktörlerini de içeren tekrarlayıcı işlerdir. Üst üste tekrarlı hareketleri içeren işler yorucu olmaktadır. Tekrarlı hareketler az güç gerektiren hareketler olsa bile hareketin sürdürülebilmesi için düzenli çaba göstermek gerekmektedir. İnsanın çalışma esnasında vücut duruşunun ve hareketlerinin doğruluğu, kişinin iş yaşamının ne kadar sağlıklı geçeceğinin göstergelerindendir. Çalışanların görevlerini yaparken çok sayıda tekrar gerektiren işler yapması kas –iskelet rahatsızlıkları için risk oluşturmaktadır. Uygun ve doğru olmayan duruş ve hareketlerin tekrarlı olarak yapılması sonucunda kas - iskelet sistemi hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Bu durum çalışan, işveren ve de devlet açısından kayıplara sebep olmaktadır. Tekrarlı hareketlerin sebep olacağı sağlık problemlerinin, çalışanın moral, motivasyon ve performansına etkisinin yanında ülke endüstrisine ve ekonomisine etkilerinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bel ağrısı mesleksel kas-iskelet sistemi hastalıkları arasında en sık görülen rahatsızlık olmakla beraber; çok sayıda hastalık çalışma hayatında karşımıza çıkmaktadır. Bu hastalıkların meydana gelmesi bakımından en önemli iki faktör tekrarlayan hareketler ve zorlanmalar (repetetive strain injuries) ile birikimli travmalardır (cumulative trauma disorders). Bu faktörler sonucunda kaslarda, eklemlerde, tendonlarda, kemik yapılarda değişiklikler olmakta ve bu değişiklikler çeşitli klinik tablolar halinde uzunca süren çalışma sonucunda ortaya çıkmaktadır. Amaç: Çalışma mavi yakalı çalışanlarda, çalışma pozisyonuna bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel sağlık risklerinin incelenmesini amaçlamaktadır. Kapsam: Yapılan bu araştırmanın evrenini bir plastik fabrikasında mavi yakalı olarak görev yapan 100 çalışanın tümü oluşturmaktadır. Örneklem seçimi yapılmamış olup, çalışma 1-31 Ocak 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Araştırma, plastik sektöründe görev yapan mavi yakalı 100 çalışan üzerinde yapılması planlanmıştır. Çalışma toplam (N=69) katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılan veriler, ilgili literatürlerin taranması sonucunda oluşturulan anket aracılığıyla toplanmıştır. Soru formunda mavi yakalı çalışanların demografik verilerinin yanı sıra, çalışma pozisyonlarını değerlendiren 7 adet sorudan oluşmuştur. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde, SPSS (Statistical Package for Social Science) 13.0 programında betimleyici istatistikler ve t-testi analizi uygulanmış olup, p<0.05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Katılımcıların % 42 (n=29) kadın ve %58 (n=40) erkek çalışanlar oluşturmaktadır. Çalışanların yaş ortalaması 36,53 +/ - 7,53 olarak bulunmuş olup, kadın çalışanların yaş ortalaması 34,75 +/- 6,55, erkek çalışanların yaş ortalaması ise 37,82 +/- 8 olarak hesaplanmıştır. Kadın/erkek çalışanların yaşları arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır (p<0,05). Katılımcıların öğrenim durumları incelendiğinde; %24,6 İlköğretim (n=17), %66,7 Lise (n=46) ve %8,7 Lisans (n=6) mezunu oluşturmaktadır. Kurumda çalışma yılı incelendiğinde; kadın katılımcıların kurumda çalışma yılı 5,12 +/- 4,75 yıl, erkek katılımcıların kurumda çalışma yılı 7,47 +/- 5,17 yıl olarak hesaplanmış olup, aralarında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Buna karşın, katılımcıların toplam çalışma hayatındaki süreleri incelendiğinde; kadınların 8,72 +/- 5,84 yıl, erkeklerin ise 14,68 +/- 8,34 yıl olarak bulunmuş olup, istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p<0,002). Katılımcıların çalışma pozisyonları incelendiğinde; %85,5 ‘ i (n=59) tekrarlayıcı iş yaptığını, %72,5’ i (n=50) bel ve/veya sırtı zorlayan iş yaptığını, %89,9’ u (n=62) oturarak çalışmadığını ve %29‘ u (n=20) sık sık omuz hizasının üzerinde 20 kg‘dan fazla yük kaldırdığını belirtmiştir. Ayrıca, katılımcıların %95,7’si (n=66) vardiyalı çalışmakta olup, % 92,8 ‘i (n=64) sürekli/çoğunlukla ayakta çalıştığını ve %15,9‘ u (n=11) eller yukarıda çalıştığını belirtmiştir. Çalışma pozisyonları ile ilgili veriler, vücut duruşu ve hareketlerde iş sağlığı ve güvenliğinin önemini gözler önüne sermektedir. Sonuç: Çalışma sonunda mavi yakalı çalışanların büyük çoğunluğunun lise mezunu oldukları tespit edilmiş olup, bu kişilerin özellikle hizmet içi eğitim ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sağlık ve güvenlik bilgi düzeylerinin arttırılması gerektiği düşünülmektedir. Çalışma hayatındaki süreler incelendiğinde, diğer alanlarda olduğu gibi bizim çalışmamızda da erkeklerin çalışma hayatındaki süresi kadınlardan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Bu açıdan kadınların çalışma hayatına daha aktif olarak katılması ve bu konuda yasal teşviklerin daha fazla uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu sonucu çalışanların cinsiyete göre yaş ortalaması açısından fark olmaması da desteklemektedir. Çalışanların sürekli ayakta çalışmakta olduklarını belirtmeleri özellikle alt ekstremitelerde yorgunluk ve konforsuzluk, şişlik, venoz dönüşte bozukluklar, bel ağrısı ve tüm vücutta yorgunluk gibi sağlık sorunlarına neden olabileceği; bu şikayetlerin gerek çalışan gerekse de işletmede verimliliğin azalmasına neden olacağı düşünülmektedir. Bu olumsuzlukların yaşanmaması için belli periyodlarla mutlaka dinlenme molası verilmeli, bu molalarda çalışanların yapmaları gereken rahatlama hareketlerinin, hizmet içi eğitimlerde anlatılması gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mavi Yaka, Ayakta Çalışma, Hizmet İçi Eğitim, Sağlık Şikayetleri



 


Keywords: